Merhaba sevgili çocuk dostları, buraya içimi dökme sebebim çocuğu için Adem hocamızın önerdiği yolları izlemek için çırpınan bir şeyler yapmak için uğraşan duyarlı kalplerden bir destek ummamdır. 2,5 yıllık evliyim ve 13 aylık cennet kokusu kızımın emanteçiliğini yapıyorum. Eşim de ben de 26 yaşındayız, üniversite döneminde tanıştık ve birbirimizi çok çok severek evlendik. Sorunlardan önce kendimizi anlatmam daha sağlıklı yanıtlamanızı sağlayacaktır, 21 yaşında iken tanışıp birbirimizi çok sevdik üç yıl boyunca islami sınırlar dairesinden çıkmadan saygılı ve sevgi dolu bir ilişkimiz oldu her halimiz birbirimizde hayranlık uyandırıyordu. Benzerliklerimiz bizi çok yakınlaştırmıştı, farklı okullarda ikimizde hukuk fakültesindeydik, ikimizde kitap okumayı, hayatı derinlemesine okumaya çalışmayı çok seviyorduk. İkimizin de annesi babası boşanmıştı, benzer yaralar taşıyorduk. İkimiz de Allah rızası çerçevesinde yaşamanın gerekliliğine inanıyorduk. Kariyer planlamamız da aynıydı, insan haklarına mazlumlara değer veriyor ve merhametin dünyayı kurtaracağına inanıyorduk. Bu yüzden önce akademik kariyeri tercih ettik, sonrasında avukatlığa geçiş yaptık. Master esnasında evlendik. Lakin evlilik hazırlığı aşamasında tek bir problemimiz evliliğimizi ilk günlerinden derinden sarstı ve hala tamir olamadık. Ev bakma sırasında evimizde kiler gibi çok küçük bi oda vardı eşim orası için "buraya yatak koysak gelen kalsa mesela benim annem senin annen vs" dedi ben de "neden ki bizim çok yatılı misafirimiz olmaz herhalde zaten ben çok sevmem" dedim.. evlenmemize çok az kala eşim de bunu çok dert etti ben de hayatlarını incelemeye koyulduğumda annesinin eşinden boşandığı için bu konuda fazla rahat olduğunu farkettim. Sürekli kendi kızında yatıda kalıyor, arkadaşlarına gittiğinde genelde yatılı oluyordu. Bundan korktum çünkü ben bekarlığımda kendimi bir yere ait hissetmemiş, sürekli bi annemde bi babamda olmuş ve annemde annemin akrabaları babamda babamın akrabaları tarafından hep müdahale görmüş biriydim. Tek isteğim kendi özgür alanımı kurmaktı. Evlenmesem de ayrı bir eve çıkacaktım çalışmaya başladığımda, evlenince tabi bu hayal yerini bir yuva hayaline bıraktı. Lakin eşim de annesinin bizim evimizi de istediği zaman gelebileceği kalabileceği bir ev olarak görmesini istedi. İlk günlerimiz berbattı ne konuşsak konu buraya geliyor ve çok uzun tartışmalar yaşıyorduk. Balayından döndük durum devam etti. Üstüne üstelik daha bir aylık dahi evli değilken annesi bize bizim evin yakınlarında bir işi olduğu için eşimin ısrarıyla gece yatısına geldi, eşimin bu iktidar mücadelesi beni çok kötü hissettirdi beni istemediğim bir şeye üstelik çok zamansız ve emrivaki biçimde zorluyordu kendimi çok kapana kısılmış hissettim. Eşim o dönem türlü türlü bu tarz yanlışlarla üzerime geldi bir de kayınvalidemin fazla ve gereksiz samimi davranışları -sözde beni kızı olarak gördüğü için- 25 günlük yeni evlinin yatak odasına girip oğlunu uyandırması, biz onlarda eşimin ısraryla kaldığımız gece uyuduğumuz odaya girip bir de üstüne oğlunun üstünü açıp onu kanepenin köşesind ittiğimi sözde espiriyle kahvaltı masasında anlatması, ben onları yemeğe çağırdığımda bana danışmadan başkalarını da çağırması ve bunlardan birinin şehirdışından yatılı bi misafir olması vs vs vs bana saygısızlık olarak görülen onlara göre samimiyet olarak görülen davranışlar nedeniyle ben kayınvalidemden fazlasıyla soğudum. Öyle ki vesveseler namazda, kuranı kerim okurken dahi bırakmaz rüyalarıma girerdi. Eşimle şiddetli kavgalar devam etti gece başlar sabaha doğru zar zor biterdi çok ağlardım. Zaman zaman beni boşanmayla tehdit ettiği babamın evine götürmekle tehdit ettiği dahi olmuştu. Tüm bunlar olurken tuz biber gibi henüz 1 aylık evliyken eşimin dedesine kanser teşhisi konuldu. Dedesi eşimin baş tacıdır, babasının manevi yokluğunu dedesiyle doldurmuş ve neredeyse ulvileştirmiş biçimde sever. Herşeyini doğru kabul eder vs. Tabi ki bu durum onu derin bir depresyona sürükledi ben de anlayışlı olmaya çalıştım her gece onu dinler uykuya dalmasına yardımcı olacak sevdiği şeyler yapardım saatlerce başını lavanta yağıyla ovmak vs gibi.. sürekli dedesinin evindeydik diyebilirim, kemoterapi almaya da çok defa gittim yanlarında. Sonra bir farkettim ki kendimden geçmişim 1,5 ay olmuş kendi aileme gitmemişim kardeşimle bağım inanılmaz kuvvetlidir onu bir kenara atmışım en yakın arkadaşımla görüşmez olmuşum. Bir gün dedim ki yoldayken sen bugün dedenlerde kalsan ben bu sefer babama gitsem olur mu kardeşimi arkadaşımı görürüm vs bu bile kavga oldu aramızda. Ardından dedesi vefat etmeden evladını görmesini istediğini tahmin ettiğim ve kendim de zaten çocuk sahibi olmak konusunda evlenmeden dahi çook hevesli olduğum için ben bu teklifi sundum ve 5 aylık evliyken çok şükür Rabbim evladımızın müjdesini almayı nasip etti. Ama hamileliğim de çok zordu, otomobilde sürekli afedersiniz kusardım 6. Ayıma kadar bu sürdü. Buna rağmen 30km mesafedeki dedesine sürekli gittik ve beni de götürdü. Gece orda uyuyamazdım bilirdi ama sen babanda dinlen evimizde dinlen demezdi. Ben de haliyle güle oynaya gitmezdim suratımdan anlaşılırdı ruh halim. Oradayken sinirimden sürekli telefonla uğraşırdım onların da biraz görmesini isterdim açıkçası. Ama saygıda kusur hiç etmedim hizmetlerini hep fazla fazla yaptım dedeye anneanneye yaşı hürmetine hep güleryüzlüydüm ama kayınvalidem ve eşime karşı her zaman aynı şeyi yapamadım. Derken 7 aylık hamileyken dede vefat etti. Eşimden çok endişeliydim çünkü ilaç almak için dedenin göğsüne operasyonla bir aparat yerleştirmişlerdi eşimin de aynı yerde göğsünde bir iz çıkmıştı o derece bi özdeşim kuruyordu. Zaten tedavi sürecinde eşim kurduğu hukuk bürosunu kapattı aylarca çalışmadı dedesine belli etmeden, ki çalışkan biridir çok başarılıdır hem akademik hem hukuki olarak bu onun için o yüzden büyük bi hamleydi. Vefattan sonra çok korktum Allahım ya aklını kaybederse ya intihar ederse vs vs düşünceler omzumdaydı, hamileliğimde ağladığım kadar belki hiç ağlamamışımdır. Vefattan sonra eşim bana sanki soğuktu, aylar sonra patladı ki o dönemde ona hiç destek olmadığımı düşünüyormuş. Ben onun kıymet verdiklerine kıymet vermemişim ve o annesine ve dedesine çok benzermiş onları sevmeyen onu da zaten sevemezmiş sevdiğimi zannediyormuşum ama ilerde görürmüşiz aslında biz çook farklı insanlarmışız... kayınvalideme bu arada vefattan sonra rahatsız olduğum şeyleri bi gün bi vesileyle yine kalma muhabbeti açılınca kustum.. o da çok şaşırdığını beni hep kızı olarak gördüğü için öyle samimi olduğunu söyledi.. sanki kızı olmak onun kişiliğine saygısızlığı gerektirirmiş gibi.. ben de daha bireysel biriyim olamaz mı? Hayatımda zaten çok insan yoktur çok zor güvenirim hayatıma alırım vs vs.. beni de böyle kabul edip ona göre davranması değil midir asıl sevmek.. biraz ilişkimiz gerildi bunu farkeden eşim bana özür diletti eğer annesini o geceçzür dileyip yatılı olarak misafirliğe ikna edemezsem eve gelmeyeceğini söyledi falan ben tabi kustuğum herşeyi bi güzel yaladım. Hamilelik boyunca da yine bir sürü sinir bozucu şey yaşadık yorucu geçen yılın ardından başbaşa kendimizi dinleyebileceğimiz tek yaz tatilimizde emrivaki toplu tatillerdir vs bana bir çok ilk'imi zindan ettiler.. geldik doğum zamanına, doğuma az kala eşim çok evhamli olduğu için bana annesinin yanımda kalmasının iyi olacğanı söyledi zaten lohusalıkta şartmış 🙄😬 neyse allem kallem lohusalığa erteledim... doğum yaptığım gün bile sancı odasındayım eşim kayınvalidemi getirtmiş odaya göndermiş.. o en mahrem en sakin olmam gereken anda dahi.. kızıma odaklandım Allahtan çok şükür rüya gibi bir normal doğum yaptım çok sakindim.. tabi 5dk bile sancı odasında durmak istemedim sürekli elimde serumla tüm sancılarımı koridorda çektim, sakin kalabilmek için. Çünkü normal doğum çok istiyordum Allah nasip etti oldu şükürler olsun. Lohusalığa geldik,kayınvalidemin annesinin o sıra kolu kırılmıştı ve kayınvalidemin bakımına muhtaçtı o yüzden 80 yaşındaki anneanne ve kayınvalidem tüm lohusalığımda bendelerdi. Anneanne sürekli gülmek konuşmak istiyordu kayınvalidem sürekli tedirgindi rahafsjz olur muyum diye bense sadece yavruma doymak istiyordum. Kendime zehir etmemek için uğraşsam da bu ortamdan dolayı gerildim çocuğumu da onlarla yakın olsun istemedim o lohusa psikolojisiyle sürekli omzumda taşıdım uyurken dahi çok nadir beşiğine bırakırdım tabi bu aslında zaten yapmak istediğimdi ama ben bunu leopar bi içgüdüyle yapıyordum. Her işimi kendim yaptım bu yaşıma kadar, annesiz babasız, hep kendime yettim hep insanların gözünde güçlü ve istediğini yapan kişiydim. Lohusalığımda da buna yapıştım ve ne olursa olsun hiç bi bebek bakımı işini ve yetişebildiğim ev işlerini kimseye bırakmadım. Gittiler. Bebeğim çok zor bir bebekti yani zor demeyim de farklı diyeyim herkes bunu söylüyordu çok kuvvetli ağlardı, uykusu düzensiz, gaz vs vs vs bunları hep kendime bağladım o kadar streslendim ki hamilelikten önceki alışkanlığım olan sigaraya emzirirken yine yenik düştüm tabii eşimden gizli.. kızımın skıntılarının hamilelik olduğunu düşünmek, kendi yaşadıklarım , günde bir taneyi geçmese de sigara içiyor olmam Allahım o kadar bindi ki omuzlarıma hep aynı kısır döngüdeydim. Ama güvenli bağlanma için de bu hatam dışında elimden geleni yaptım yavruma hep sakin kalmaya çalıştım bol bol emzirdim hep kucağımdaydı hep beraber uyuduk.. sürekli en az haftada 1 eşimle yine uzuun süren bağrışmalı kavgalar etmeye de devam ettik. Çook uzattığımın farkındayım. Okuyanlardan Allah razı olsun ve Rabbim ne onlara ne sevdiklerine elem, hastalık dokundurmasın.. bu sıcak süreçti. (Devam)