Merhaba @
Çitlenbik
Çoğunlukla böylesi olumsuz tecrübeler, çocukta bir kaygı bırakıyor. Sanırım ilk yapmamız gereken, bu kaygının hafiflemesine yardımcı olmak...
Kaygı, üzerine gidildikçe artar, baskı ile giderilmeye çalışıldıkça derinleşir. Kaygının ortadan kalkması için, kaygı kaynağına duyarsızlaşmamız gerekir sanırım. Adem Hoca bunu, olumsuz hislerde derinleşme konusundan bahsederken anlatmıştı. Derinleşmemek için duyarsız kalmak gerektiğini söylemişti.
Sizin durumunuzda kaygı kaynağı, büyük tuvaleti yapmak. O halde duyarsızlaşarak çocuğun bu kaygı ile baş etmesine yardımcı olmak için, büyük tuvalet konusunda bir süre, tamamen kayıtsız kalmak gerekecek. Öyle ki, sonuç ne olursa olsun, hiç bir baskı ve zorlama olmaksızın, şefkatli tutumu koruyarak karşılanacak her defasında. Bu tutumun devam etmesi gereken süre ise -Adem Hoca hep 6 hafta öneriyor- 6 hafta olsa gerek.
Çocuk, büyük tuvaleti ile ilgili hiç bir baskı görmediği ortamda, yalın bir şekilde büyük tuvaleti yapmanın aslında nasıl bir şey olduğunu tecrübe edecek ve önceki tecrübesinin oluşturduğu hislerin yerini yeni tecrübesi ve yeni hisler alacak.
Bizim bir tecrübemiz olmuştu. 4-5 yaş civarındaki bir erkek çocuk, çişini yalnızca evlerindeki tuvalete yapıyor, başka yerlere gittiğinde yapmamak için saatlerce sancı çekip kıvranıyor, sonunda da altına kaçırıp bir de bundan dolayı mahcup oluyordu. Sonra da agresifleşiyordu. Bu çocuk ile şöyle bir yol izlemiştik:
- Amacımız çocuğun çişini tuvalete yapması değil, önce sadece çişini yapabilmesi idi. O sancıdan kurtulması idi. Bunun için okul ortamında iken, mahcup olmayacak şekilde, etrafında arkadaşlarının olmadığı bir sırada, "istersen burada da yapabilirsin" diyorduk. Bu şekilde birkaç defa kapının arkasında, sınıf duvarının kenarında altına yapmasına ortam hazırlamaya çalıştık. Bu sırada öğretmenler ile arasında güvenli bağ için de zemin oluşuyordu aslında. Altına yapıyordu ve hiç kimsenin kaşları çatılmıyordu. Hatta "istersen ben yanında durmayayım, sen çağırınca geleyim" diyerek, öğretmenine karşı dahi mahcubiyet duymasının önüne geçiyorduk. Sonra gene mahcup etmeden üzerini değiştirmesine yardımcı oluyorduk.
- Çocuk, altına yapması durumunda, benliğinin hiç bir tehdit altında kalmayacağından emin oldukça, güvenli bağ zemini oluşmuş oldu. Böylece öğretmen tesir edebilmeye başladı. Bu aşamada, tuvalete gidip orada altına yapabileceğini teklif ettik. Böylece artık tuvalet tutmaktan kaynaklanan sancılar ve sancıdan kaynaklanan uzun ağlamalar sona ermişti. Her tuvaletini yaptığında, bir de ellerimizi çakıyorduk.
- Klozete oturma kaygısı devam ettiği için buna hiç yanaşmıyordu. Erkek çocuk olduğu için, tuvalete girip, bir şişeye yapmasını teklif ettik. Buna sıcak baktı. Böylece çişini altına yapma dönemi sona erdi. Şişeye yapmaya başladı. Şişeye yapıp klozete döküyordu kendisi. İhtiyacı olduğu kadarı ile öğretmeninden yardım istiyordu.
- Bir süre sonra klozete oturma teklifine olumlu cevap verdi. Ve problem tamamen ortadan kalktı.
Bu durum toplamda yaklaşık 4 haftayı almıştı yanlış hatırlamıyorsam. Belki size de uygulamalı bir örnek teşkil eder diye paylaşmak istedim.
Her halükarda ilk adım, koşulsuz kabul... Çocuğun her hali ile koşulsuzca, en uç sınırlarda bile olsa koşulsuzca kabul gördüğünden emin olması... Bu, kaygısı ile baş etmesi için zemin oluşturuyor diyebilirim. Bu zemin olmadan çocuğun baş etmesi iyice zorlaşıyor; baskı ve zorlamalar işin içine girdikçe de problem daha da derinleşebiliyor...
Paylaşmak istediğiniz detaylar olursa buradan haberleşmeye devam edelim isterseniz.
Kolaylıklar dilerim
