Hazır bir bayram ile ilgili bir kitap tavsiye ediyorken izin verirseniz bayramlar ile ilgili düşüncelerimi de paylaşmak isterim.
Maalesef günümüzde izne çıkılacağının dışında pek fazla bir heyecan yaratmıyor bayramlar çoğumuzda. Öyle olurca çocuklarımız nasıl yaşasın ki bu güzel duyguyu? Gelin bir değişiklik yapalım, bayramları bayram tadında yaşamak için daha önemlisi yaşatmak için kolları sıvayalım. Bizim çocukluğumuzda heyecan içinde yaşadığımız bayramları çocuklarımıza da aynı şekilde yaşatmak, onların da hafızalarına unutulmaz bayram anıları eklemek için yapalım bunu. Eğer bu heyecan yavaş yavaş son buluyorsa, unutmayalım ki bizim jenerasyonun bir ayıbı bu! Yüzyıllardır süregelen geleneklerin bizim dönemimizde ortadan kalkmasının sorumluluğunu almak istemiyorsak, haydi durmayalım, bir şeyler yapalım.
Çocuklarımızın bayram heyecanını yaşamaları için yapmamız gereken ilk şey bana göre "Bayram" sözcüğünü olabildiğince sık kullanmamız. Çocuğumuz farkına varmalı yaptığımız temizliğin "Bayram Temizliği" olduğunun. Çocukluğumda bayram seremonisi "bayram temizliği" ile başlardı. Gelin işe buradan başlayalım. Yapacağımız şey çok basit. Evde temizlik var diyeceğimize evimizde "Bayram Temizliği" var diyelim. Çok basit ama etki yaratacak, emin olun!
Ve yaptığımız şey alışveriş değil muhakkak "Bayram Alışverişi" olmalı. Bayram için çocuklarımıza yeni elbiseler almak bayram için yapılacak en önemli hazırlık belki de. Mümkünse bu "Bayram Alışverişini" çocuklarımızla beraber yapalım. Eğer herhangi bir sebepten alamadıysak yeni giysiler, çocuğumuzla beraber kendi dolabından seçelim bayramda ne giyeceğini. Onu bayram için yıkayalım ve bayram için ütüleyelim. Bu arada kendimize de yeni bir şeyler almak bayram sabahlarını bizim için da daha keyifli kılacak. Mutlu olmak ve mutlu etmek istiyorsak bunu kendimizi ihmal ederek başaramayacağımızı unutmayalım.
Arefe günü bayram için yapacağımız yemeğin adı da "Bayram Yemeği" olmalı. Yemek yapıyorum değil, "Bayram yemeği yapıyorum" diyelim çocuklarımızın yanında. Çocuğumuz bu bayram da neymiş desin, merak etsin, bayram gelmeden önce evde esen "Bayram Rüzgarı"nı hissetsin öyle değil mi?
Çocukluğumda annem her bayram genellikle aynı yemekleri yapardı. Yöresel ayran aşı çorbası, yaprak sarması, kuru fasulye, su böreği, tabi ki pilav ve çoğunlukla da tatlı olarak burmalı süslerdi soframızı. İşte ne zaman bu yemeklerin bir kaçını bir arada görsem bu bana bayram günlerini anımsatır. Böyle bir anımsamayı çocuklarımıza da yaşatmak için yapacaklarımızın çok çeşit ve çok zahmetli olması şart değil ama tabi ki yapabileceğimizin en iyisini yapmak için uğraşmalıyız. Önemli olan bayram için özel bir şeyler yapmamız ve bunu çocuğumuzun fark etmesi gerektiğine inanmamız.
Bayram yemeklerimiz hazır olduğuna göre şimdi "Bayram Banyosu" zamanı. Bayram sabahı diğer işlerin arasında çocuklarımızı yıkamaya vakit ayıramayabileceğimizden bu işi arefe günü halledebiliriz.
Arefe günü yapacağımız bir diğer şey ise saçlarımızı taramak ya da taratmak. Bayram sabahı bir çok başka işimiz olduğundan yine buna da zamanımız olmayacaktır.
Saçlarımız da tamam olduğuna göre artık bir çiçekçiye gidip eve taze "Bayram Çiçeği" alabiliriz. Çocuğumuz duymalı "Taze Bayram Çiçekleri" aldığımızı. Taze çiçek her zaman evimize enerji ve bize mutluluk vereceğinden bu gücü bayram günü de kullanmayı ihmal etmeyelim.
Ve bana göre olmazsa olmaz, giysilerini askılarıyla yataklarına yakın bir yere asalım. Yarın bir "Bayram Sabahı"na uyanacağını söyleyip öyle verelim iyi geceler öpücüğünü. Ben salonda bir bayram köşesi hazırlarım her yıl. Kıyafetini, bayram hediyesini, ayakkabısını, tasını tarağını balonlar arasında bir yere koyarım sandalye üzerinde. Artık alıştı her bayram sabahı uyanınca bir koşu bayram köşesinde alıyor soluğu heyecanla kızım.
Arefe gecesi yapacağımız önemli işlerden bir diğeri ise "Bayram Kahvaltı"nın hazırlıklarına başlamak olmalı. Ertesi gün çocukları ve kendimizi süslemekle zaman kaybedeceğimiz için bu işlerin bir kısmını arefe gecesinden yapmak, özenle hazırlayacağımız kahvaltı sofrasını eşimiz camiden dönmeden yetiştirebilmemiz için çok yardımcı olacak.
Evet bir bayram sabahına ulaşacak olmanın heyecanı ile daldığımız uykudan uyanıp nihayet "Bayram"a kavuştuk. Erkenden kalkıp bir duş alalım. Eşimizi "Bayram Öpücüğü" ile uyandırıp aldığı duştan sonra onu camiye uğurlayalım. Ne yazık ki televizyonda bayram programı bulmak zor olduğundan varsa televizyondaki bayram programları ile ya da daha önceden seçtiğimiz bayram müzikleri ile evimizi doldurup şenlendirelim. Kahvaltı hazırlıklarına başlayalım. Üstümüzü giyinip hazırlanalım. Sonra yüzümüzde gülümsemeyle eğer bir de Barış Manço'nun şarkısını söylersek oh ne ala ne mutlu, çocuklarımızı öpüp koklayıp onları da kaldıralım (sabah erken kalkabilmeleri için akşam erken yatmaları gerektiğini de göz ardı etmeyelim). Çocuklarımıza bayramlıklarını giydirmeyi, kirlenir düşüncesiyle, kahvaltı sonrasına ertelemeyelim, onları pijamalarla kahvaltı sofrasına oturtmayalım. Elini yüzünü yıkadıktan hemen sonra çocuğumuza güzelce elbiselerini giydirip saçlarını tarayalım ve "Bayram Kahvaltısı" hazırlıklarının son rötüşlarında bize yardım etmeleri için onları teşvik edelim.
Artık babamızda camiden geldiğine göre işte ailede bayramlaşma zamanı. Herkes muhakkak birbirini öpüp iyi bayramlar dilemeli.
Artık diğer günlerden daha da bir özenle hazırladığımız kahvaltı sofrasına oturma zamanı. Önemli olan soframızda ne olduğu değil aslında. Diğer normal günlere göre, ne kadar daha önemseyerek hazırladığımız ve mümkün mertebede nasıl farklılıklar eklediğimiz, süslediğimiz.
Kahvaltı sonrasında bir dakikada hazırladığımız köpüklü "Bayram Kahvesi içmeli! Artık karınları da doyduğuna göre miniklerin şeker yeme zamanıdır öyle değil mi! Kendimiz ve ailemiz için güzel şeyler yapmak konusunda bizi engelleyen şeyin üşenme olduğunu unutmayalım. Üşengeçliği bir kenara bırakalım ve daha renkli ve neşeli bir ev için harekete geçelim.
Çocuklarımızı bayramda sevindirmenin türlü yolları var. Aklıma gelen bir kaç tanesini sıralıyorum. İlki eğer vaktiniz varsa şekerleri çikolataları ambalajlayarak onları her zaman ki hallerinden biraz daha neşeli bir hale getirmek, yani "Bayram Şekeri" formuna sokmak. Bunları bir sepet içine koyup çocuklara ikram ettiğimizde onların gözlerinde oluşacak ışıltıyı hayal edelim. Bu ışıltı bize bunları yapmak için gereken motivasyonu verecektir.
Bu arada kapı kapı dolaşıp bayram ziyaretine gelen çocukları (hala kaldıysa) güler yüzle karşılayıp onlar için muhakkak bir şeyler bulunduralım. Çocuklarımızı tanıdığımız komşulara gidip bayramlaşmaları için cesaretlendirelim.
Mümkün mertebede özellikle yaşlı akrabalarımızı evlerinde ziyaret edelim. Yok eğer gidemeyeceksek bayramın ilk günkü taze heyecanı henüz varken daha evden çıkmadan arayalım onları. Ertelediğimiz zaman koşturmaca arasında kaynayıp gitmesine, arayamamıza ve daha sonra konuşamadığımız için üzülmemize imkan vermeyelim. Sadece yaşlıları değil benim gibi genç olup gözü kapıda "Bayram Misafiri" bekleyenleri de ziyaret edelim.
İşte artık büyüklerimizi ziyaret etmeye hazırız. "Bayram Günü" her ne aksilik olursa olsun, o günün "Bayram" olması nedeniyle bunun keyfimizi kaçırmasına ve bu güzel günde birbirimizi sudan sebeplere kırıp bunun bayram sevincinin önüne geçmesine izin vermeyelim. İnsanlara gülümseyerek, gözlerinin içine bakarak, ellerini sıkarak bayramlaşalım. Apartmanda tanımasak dahi karşılaştığımız kişilere, benzinciye ya da bir şey aldığımız esnafa "İyi Bayramlar" demeden geçmeyelim.
Akraba ziyaretlerinden sonra çocuğumuzun aklında iyi bir bayram anısı yaratacak bir diğer şey ise onu çocuk eğlence alanlarına götürmek olacaktır. Bayram günü buralarda çekilmiş bir kaç fotoğrafın, yıllar boyu bu anıların taze kalmasına, onlarla yaşamasına yardım edeceğine eminim. Ayrıca aile büyüklerimize yaptığımız ziyaretlerde de aile fotoğrafları almalıyız. Hele de kadroda hiç eksik yokken!
İşte bayramın birinci (ve ikinci) günü bu ritüelleri tamamladıktan sonra ailecek bir iki gün ya da daha fazla şehir dışına kaçabilir ve küçük bir tatil yapabiliriz. Ama bayramın ilk gününü muhakkak ailelerimizle bayramlaşmaya ve bayramı yaşamaya ayırmalıyız.
Tabi bayram günlerinin bayram tadında kalması için "Bayram Trafiği" ne çok dikkat edelim, sonraki bayramları yas tutarak geçirmeyelim.
Unutmayalım ki bayramları bayram gibi yaşamak ve yaşatmak yapacağımız organizasyonlara bağlı olarak biz kadınların, annelerin elinde. Ailecek geçirdiğimiz mutlu bayram günlerinin bizim ve özellikle de çocuklarımızın belleğinde yaşamasına, gelecek kuşaklara aktarılmasına olanak verelim lütfen. Eğer bayramı bunun gibi geçirmeyi denerseniz bunun sizi ve çocuğunuzu nasıl mutlu ettiğini göreceksiniz. Sen, ben bir şeyler yapmazsak kim yapacak ve çocukluğumuzu düşündükçe yüzümüzde tebessüm bırakan bu anıları kim yaşatacak, geleneği kim sürdürecek! Unutmayalım ki bizler büyüdük ama onlar hala çocuk. Mızıkçılık yapıp bayrağı yolun yarısında atarak pisti terk etmeyelim. Azimle, istekle onu bir sonraki kuşağa ulaştırmak, güzel bayram günleri yaratmak adına kolları bugünden sıvayalım.
Bu güzel kitap da çocuğumuza bayram heyecanı yaşatacak çok güzel bir "Bayram Öncesi Hediyesi" olabilir. İçinde çıkarmalar ve yazıların arasında kelimelerin yerine koyulan silik görsellerin üzerine yapıştırılacak. Her sayfaya bir başlık verilmiş :Ramazan, oruç, bayramlık, ramazan bayramı, bayram namazı, bayram ziyareti, bayram şekeri toplama, baklava, bayram topu, kurbanlık, arefe günü, kurban bayramı, kurban kesme, kavurma, bayram mendili, bayram misafirleri,
Bu arada kitap "Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları"ndan ve kitap 4 kitaptan oluşan bir set halinde satılıyor. Diğerlerini de yakında tanıtacağım inşallah. İnternet üzerinden temin edebilirsiniz bu arada kitapları.