Merhaba @piamaya
Verdiğiniz örneklerle ilgili size katılıyorum; tam da kılıf uydurmaya çalışıyor gibi.
Demek ki, onu kılıf uydurmak zorunda kalmaktan kurtarmak lazım. Sizinle uyum sağlamakta zorlanıyor. Sizin tarafınızdan kabul görebilmek için, yaptıklarına bahaneler üretiyor.
Örneğin kıymalı yemeği yemesini istediğinizi biliyor. Kendisi ise yemek istemiyor. O yemeği yemek istemeyen hali ile, sizin tarafınızdan kabul görmek için, yememe haline bir kılıf uyduruyor.
Ya da babasının maç izlerken pür dikkat maça konsantre olduğunu gördüğünde, onunla etkileşime geçebilmek için televizyonun önüne geçiyor. Babası ile etkileşime geçmeyi beklerken, babası televizyonun önünden çekilmesini istiyor. O da orada bulunması ile ilgili bir kılıf uyduruyor.
Çocuğunuzun size uyum sağlamasını kolaylaştırabilirseniz, kılıflar uydurma ihtiyacı da ortadan kalkar. Yemek konusu da dahil, her hali ile her konuda sizin tarafınızdan kabul gördüğü konusunda, emniyet içinde olmalı çocuk. Bunun için tercihlerine izin verilmeli. Çok hayati konular olmadığı sürece (camdan dışarıya sarkmak, keskin bıçakla oynamak, prizle oynamak...vs gibi) her konuda özgürlüğü yaşamasına izin vererek, her hali ile kabul gördüğünü hissettirebilirsiniz.
Oğlunuz, onurunu koruma mücadelesi veriyor. Kendi gibi olmak ile sizin tarafınızdan kabul görmek arasında sıkışmış sanki; uydurduğu bahaneler ile dengeyi bulmaya çalışıyor. Onun bu aziz mücadelesini izleyebilse bir yetişkin... Kim bilir o çocuğun bu hali, insanı nasıl da iyi eder...
Rümeysa ve mina hanım hanım çok teşekkür ederim yorumlarınıza, gerçekten çok önemli bir detayı gözden kaçırdığımı fark ettim. Elimden geldiğince Anadolu pedagojisine uygun şekilde yetiştirmeye, çocuğa karşı çok hassa olmaya özen gösteriyorum ama sadece benim tek başıma bu tavırda olmam yetmiyor, babanın da aynı hassasiyette olması gerekiyor ama onun için de adem güneş'i çok ciddi bir şekilde takip edip, arşivlerini uzun uzun oturup dinlemesi gerekiyor. Ben uyarıyorum onu zaman zaman, bazen kaale alıyor beni, bazen almıyor, zaten benim yönlendirmemle olacak bir şey değil; çok mesai harcaması lazım bu reflekslere sahip olması için...
Öncelikle size kendim gibi anlattığım yemek olayı, aslında babayla gerçekleşmişti, uzatmamak için kendim yaşamışım gibi yazmıştım. Ve fark ettim ki bu kılıf uydurma durumu hep babayla ilgili olaylarda yaşanıyor. Zaten hala babasıyla tam bir güven ilişkisi kuramadı, birlikte çok eğleniyorlar, çok güzel oyun oynuyorlar, babasının omuzlarında geziyor yani aslında babası da onunla çok güzel ilgileniyor ama zaman zaman eleştirel tavırları nedeniyle babamız sertleşebiliyor, sesini yükseltip bağırabiliyor, sert el kol hareketleri yapabiliyor. Bunlardan kaynaklandığını düşündüğüm babasına karşı tam bir güvenememe durumu var, bu konuyla ilgili gelgitli bir ruh hali olduğunu düşünüyorum. Babasıyla çok eğleniyor ama güven konusunda sıkıntısı var, bunu hissediyorum. Babasının onayına ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum, zaten sürekli babasına 'hava atma' durumu var.
Sizin yaptığınız bu yorumun ardından ben başka bir şey daha fark ettim. Benim oğlum canlandırma oyunlarına, dramalara çok meraklı, 1 saat oynarız, sen şu ol, ben bu olayım gibisinden. Ben de seviyorum, malzemeye ihtiyaç duymadan, her şeyi mış gibi yaparak uzun uzun oynuyoruz ve eğleniyor. Yalnız özellikle bu oyunlarda dikkatimi çeken bir şey var; oyunlarda seçtiğiniz rollerle hep bir çatışma ortamı yaratmaya çalışıyor. Yani oyunun, hikayenin kötü karakteri, yaramazı olmaya çalışıyor. Mesela hayali ormana gidiyoruz diyelim, tam giderken yemek almayı unutmuşuz. Ben diyorum ki ona 'Ayy yemek almayı unuttuk, sen bir koşu marketten birşeyler al', cevabı şu oluyor; 'Akşam olmuş marketler kapalı.' Ben diyorum ki 'Aşağıda yolda bir market var, o açık, oraya git', bu sefer de 'Benim ayaklarım ağrıyor, yorulurum, gidemem' diyor. Veya ben diyorum ki oyunda; 'Benim canım çikolata istedi, bana marketten çikolata alır mısın?', diyor ki 'Markette çikolata kalmamış', devam ediyorum 'Aaa arabada vardı çikolata, onu yiyeyim' diyorum, bu kez de 'Arabada da yok onu ben yedim' diyor. Yani sürekli karşı tarafı zor duruma düşürmeye çalışıyor.

)))) Başka bir örnek mesela; kalorifer borularına çıkıyor ağaç yapıp, ben diyecekmişim mi 'Terleyeceksin, çıkma' veya 'Düşersin çıkma', ama o beni dinlemeyip çıkmaya devam ediyor. Şimdi bu noktada şunu fark ettim; acaba biz gerçek zamanda bu çocuğun isteklerine hayal ettiği gibi karşılık vermedik ve o da bizim istediğimiz gibi olmaya çalıştı ve oyunlarında ne yapmak istiyorsa, içinden geldiği gibi davranmak mı istiyor. Acaba farkında olmadan 'yaramazlık' yapmasının kötü bir şey olduğu algısına kapılıp, onu bastırıp iyi çocuk olma mücadelesi verdiğinden mi kaynaklanıyor oyunlarında 'kötü'yü oynamaya çalışması.
Bu arada ben 5.5 aylıkken işe başladım, 22 ay anneannesi baktı, 22 aydan sonra da hem anneanne, hem bakıcı birlikte bakıyorlar. Evet ben kaygılıyım, evet benim annem de kaygılı biri ama kaygımıza rağmen oğlum engellenmeyen, eşyaya istediği gibi nüfus eden, koltuk tepelerinde zıplamasına, kalorifer borularına tırmanmasına izin verilen, anneannesi ve bakıcı da dahil olmak üzere hayati tehlike taşıyan şeylerin dışında rahat bırakılan, bağrılmayan, duygularına özen gösterilen bir çocuk. Ama tabii ki anneanne ve bakıcı, anadolu pedagojisini bilmiyor, sadece yaklaşımlarından bu felsefeye uygun büyüttüklerini görüyorum; birkaç unsurun dışında. Birincisi anneannenin 'Düşersin, terlersin, üşürsün' modundaki ikazları (Bu ikazlar yapılıyor ama yine de çocuk engellenmiyor ama), diğeri de ara ara duyuyorum 'sen hiç yaramaz bir çocuk değilsin, akıllı çocuksun' tarzı cümleleri. İşte bunların onun bilinçaltında acaba 'İyi çocuk olmalıyım' baskısı yaratıp yaratmadığı, kendisini suçlu hissedip hissetmediği... Arada uyarıyorum annemi ama 71 yaşındaki kadın ne kadar anlayabilir ki; sonra trip yapmaya başlıyor

Babamız ise çok ilgili, çok seviyor, hayatını o da oğlu için değiştirdi ama çocuğa karşı hassasiyetle ilgili kaçırdığı noktalar oluyor.
Oğluma dışarıdan baktığımda ise son derece mutlu, eğlenceli, mizah yeteneği olan, muzip, herhangi bir davranış problemi görmediğim, sadece biraz 'anneci' ki onu da toparlamaya başladık, meraklı, hareketli, konuşkan bir çocuk. Yani görünürde bir problem var gibi görünmüyor büyük çaplı ama basit bir sivilce, dikkate alınmadığında çıbana dönüşebilir. O kötü çocuk olma isteği onun muzipliğinden de olabilir ama diğer durumdan da kaynaklanabilir. Bu konuda kafam karışık. Yazacak çok şey var ama çoook uzun oldu, kafalarınızı şişirdiysem kusura bakmayın
