Ayşe Gençer
New member
Allahım bu nasıl bir kitap böyle...
Sevgili Maria Montessori önünüzde saygıyla eğiliyorum, toprağınız bol olsun...
Kitabu okumaya bugün başladım. İlgimi çeken yerlerin altını çiziyordum ki baktım bütün kitabı işaretliyorum. Öylesi bir kitap sanki almam gereken notları aldığım koca bir kitabın özet hali gibi. 29. sayfaya geldiğim şu anlarda tavsiye etmek için kitabın bitmesini bekleyemeyeceğimi fark ettim. Okumayan herkes bir an önce duysun istedim. Her ebeveynin mutlaka okuması gereken bir kitap. Anne babalardan özel bir ricam olacak kitapla ilgili. Lütfen otomatik pilota bağlamış okumayalım olur mu? Her satırını kelimesini hissede hissede. Her satırda o kadar değerli bilgiler içeriyor ki! İstiyorum ki hiçbiri kaçmasın roman okur gibi okuyunca. Dönüp dönüp tekrar okumalı.
Kitaptan hoşuma giden birçok bölümden birkaçını paylaşmak istiyorum size fikir vermesi için.
Şöyle diyor Madam Montessori:
"Montessori metodu adı verilen yöntemi benim icat ettiğim doğru değildir. Ben sadece çocuğu keşfettim, onun bana işaret ettiklerine dikkat ettim ve bunları ifade ettim. Montessori metodu işte budur."
"Okul öncesi Montessori eğitim kurumlarına 'Çocuklar Evi' diyoruz. ...... Çocuklar Evinde öğretmen, çocuklara yardım etmek isteyen, onlara faydalı olmak isteyen bir misafir konumundadır."
"Kolombiya Üniversitesi profesörü Dewey bu güzide şehirdeki dükkanlarda çocuk eşyası satılıp satılmadığını araştırmaya karar verdiğinde çok öenmli bir şeyi ortaya çıkarmıştı.Aradığı oyuncak değil, daha çok daha çok çocukların kullanımına uygunüretilmiş masa, sandalye, sıra, dolap gibi mobilyalardı.... Çocuklara göre küçük havlular, tabak çatallar, yemek takımları ve küçük kaplar almak istedi. Fakat onlar piyasada yoktu. (o dönemde) Bunun üzerine o ünlü cümlesini sarf etti: " Fiziksel şartlara bakıldığında görünen o ki dünya, çocukları unutmuş."
"Montessorinin girişimi sonucunda çocuklar sadece kendilerine uygun birkaç malzeme kullanmış olmadılar. Onları kullandıkça kendi karakterlerini değiştirip inşa ettiler. Fikrin asıl meyvesi buydu. Malzemelere üretken bir keyifle yaklaştılar. Bu keyif çocukların oyun oynarken gösterdiği keyiften farklıydı.
İşte böyle bir yeni yaklaşımın, yepyeni bir metodun önü açılıyordu. Çocukların gelişen bedenleri, zihinleri ve ihtiyaçları göz önüne alınıyordu."
"Anneler genelde benzer şikayetlerde bulunur: 'Çocuğum aşırı öfkeli' veya 'Oğlum öfkesini kontrol edemiyor', 'Beni sürekli yanında istiyor', 'Hemen sıkılıyor' gibi şeyler söylerler.Bazen de 'Çocuğum beni çok sıkıyor' veya 'Devamlı hikaye okumamı istiyor ve her şeyin niçin ve neden öyle olduğunu soruyor' diye yakınırlar. Bunlar çocuğun bir şeylerle meşgul olma ihtiyacı ve kendine uygun uğraşılar aramasından doğan sorunlardır."
"Sandalyeye veya koltuklara tırmanan çocuğuna 'Hemen aşağıya in' diyen bir anneye karşılık, nazik bir ses tonuyla 'Lütfen oradan iner misin tatlım?' diye başka bir anneyi düşünelim. Her ikisinin de çocuğun davranışını düzeltmek için kendi yöntemleri olduğunu söyleyebiliriz.
Fakat çocuk açısından bakıldığında her iki annenin de, ister öfkeli bir tonda isterse sevimli bir hitapla olsun, yaklaşımı aynıdır. Zira annelerin ikisi de tek bir amaca yönelmiştir. O da çocuğu yaptığı işten vazgeçirmek. Merdivenlere oturmak istediğinde 'O pis yere oturma' denir hemen. Konulan engelin türü sevimli ya da acı verici olsun fark etmez. Yasak yasaktır."
"Anne veya bakıcı, çocuğu sürekli baskı altında tutan bu eğilimlerin farkında olmayabilir. Ancak gerçekte olan budur. Anne veya bakıcı ne çocuğun gözlerini, kulaklarını, ellerini, kol ve bacakalrını kullanma arzusunun ne çevresini tüm detaylarıyla öğrenmek için verdiği mücadelenin ne etrafını saran eşyaları zihnen kavrama çabasının ne de eşyalardan tek tek bilgi edinme girişimlerinden herhangi birinin farkındadır. Bu olanlardan tamamen habersizdir."
"Önemli olan bir diğer bilgi de çocuğa lüzumsuz yere yapılan yardımlardır. Böyle yardımlar çocuk için tam bir engel teşkil eder. İyi anneler çocuğunun giyinmesine yardım eder, saçlarını tarar, onu yürüyüşe çıkarır ve ona yardım adına daha pek çok şey yapar. Hatta bazı anneler 'Çocuğumuz için yapabileceğimiz her şeyi yapmak bizim görevimiz değil mi? Ona ne kadar hizmet edersek o kadar iyi anne oluruz.' diye düşünür. Belirtmemiz gerekir ki, belli bir noktayı aşan her yardım, çocuğun gelişiminin önüne konulan bir engel halini alır."
"Çocukların gelişimini destekleyici bir şekilde yardım etmemiz gerekir, örseleyici bir şekilde değil."
"Kendi başına yapabilmesi için yardım ettiğinizde, çocuğun bağımsızlaşmasına yardım ediyorsunuz demektir."
"Nasıl ki karnı acıkmış bir çocuk asabi ve söz dinlemez olur, eyleme geçmek ve gelişmek isteyen, hem zihnini hem ruhunu beslemeye muhtaç bir çocuk da aynen böyle olacaktır. Karın açlığı vücudu besleyerek giderilir. Zihinsel açlık ise çocuğun zihninin ve ruhunun beslenmesi ile giderilebilir. Eklemek gerekirse, bir başkası sizin yerinize çorbanızı içse, vücudu gelişen siz olmazsınız."
"Çocuğa rehberlik ederken zorlayıcı yöntemleri artık bırakmamız gerekiyor. Aynı şekilde tatlı dille söylenmiş baskıcı yöntemleri de."
Nasıl bütün bu yazılanlar çok etkileyici değil mi?
Gerçekten müthiş bir kitap. Dili çok akıcı, okuması kolay üstelik.
Herkese üzerinde durarak okumasını tavsiye ediyorum.
Sevgili Maria Montessori önünüzde saygıyla eğiliyorum, toprağınız bol olsun...
Kitabu okumaya bugün başladım. İlgimi çeken yerlerin altını çiziyordum ki baktım bütün kitabı işaretliyorum. Öylesi bir kitap sanki almam gereken notları aldığım koca bir kitabın özet hali gibi. 29. sayfaya geldiğim şu anlarda tavsiye etmek için kitabın bitmesini bekleyemeyeceğimi fark ettim. Okumayan herkes bir an önce duysun istedim. Her ebeveynin mutlaka okuması gereken bir kitap. Anne babalardan özel bir ricam olacak kitapla ilgili. Lütfen otomatik pilota bağlamış okumayalım olur mu? Her satırını kelimesini hissede hissede. Her satırda o kadar değerli bilgiler içeriyor ki! İstiyorum ki hiçbiri kaçmasın roman okur gibi okuyunca. Dönüp dönüp tekrar okumalı.
Kitaptan hoşuma giden birçok bölümden birkaçını paylaşmak istiyorum size fikir vermesi için.
Şöyle diyor Madam Montessori:
"Montessori metodu adı verilen yöntemi benim icat ettiğim doğru değildir. Ben sadece çocuğu keşfettim, onun bana işaret ettiklerine dikkat ettim ve bunları ifade ettim. Montessori metodu işte budur."
"Okul öncesi Montessori eğitim kurumlarına 'Çocuklar Evi' diyoruz. ...... Çocuklar Evinde öğretmen, çocuklara yardım etmek isteyen, onlara faydalı olmak isteyen bir misafir konumundadır."
"Kolombiya Üniversitesi profesörü Dewey bu güzide şehirdeki dükkanlarda çocuk eşyası satılıp satılmadığını araştırmaya karar verdiğinde çok öenmli bir şeyi ortaya çıkarmıştı.Aradığı oyuncak değil, daha çok daha çok çocukların kullanımına uygunüretilmiş masa, sandalye, sıra, dolap gibi mobilyalardı.... Çocuklara göre küçük havlular, tabak çatallar, yemek takımları ve küçük kaplar almak istedi. Fakat onlar piyasada yoktu. (o dönemde) Bunun üzerine o ünlü cümlesini sarf etti: " Fiziksel şartlara bakıldığında görünen o ki dünya, çocukları unutmuş."
"Montessorinin girişimi sonucunda çocuklar sadece kendilerine uygun birkaç malzeme kullanmış olmadılar. Onları kullandıkça kendi karakterlerini değiştirip inşa ettiler. Fikrin asıl meyvesi buydu. Malzemelere üretken bir keyifle yaklaştılar. Bu keyif çocukların oyun oynarken gösterdiği keyiften farklıydı.
İşte böyle bir yeni yaklaşımın, yepyeni bir metodun önü açılıyordu. Çocukların gelişen bedenleri, zihinleri ve ihtiyaçları göz önüne alınıyordu."
"Anneler genelde benzer şikayetlerde bulunur: 'Çocuğum aşırı öfkeli' veya 'Oğlum öfkesini kontrol edemiyor', 'Beni sürekli yanında istiyor', 'Hemen sıkılıyor' gibi şeyler söylerler.Bazen de 'Çocuğum beni çok sıkıyor' veya 'Devamlı hikaye okumamı istiyor ve her şeyin niçin ve neden öyle olduğunu soruyor' diye yakınırlar. Bunlar çocuğun bir şeylerle meşgul olma ihtiyacı ve kendine uygun uğraşılar aramasından doğan sorunlardır."
"Sandalyeye veya koltuklara tırmanan çocuğuna 'Hemen aşağıya in' diyen bir anneye karşılık, nazik bir ses tonuyla 'Lütfen oradan iner misin tatlım?' diye başka bir anneyi düşünelim. Her ikisinin de çocuğun davranışını düzeltmek için kendi yöntemleri olduğunu söyleyebiliriz.
Fakat çocuk açısından bakıldığında her iki annenin de, ister öfkeli bir tonda isterse sevimli bir hitapla olsun, yaklaşımı aynıdır. Zira annelerin ikisi de tek bir amaca yönelmiştir. O da çocuğu yaptığı işten vazgeçirmek. Merdivenlere oturmak istediğinde 'O pis yere oturma' denir hemen. Konulan engelin türü sevimli ya da acı verici olsun fark etmez. Yasak yasaktır."
"Anne veya bakıcı, çocuğu sürekli baskı altında tutan bu eğilimlerin farkında olmayabilir. Ancak gerçekte olan budur. Anne veya bakıcı ne çocuğun gözlerini, kulaklarını, ellerini, kol ve bacakalrını kullanma arzusunun ne çevresini tüm detaylarıyla öğrenmek için verdiği mücadelenin ne etrafını saran eşyaları zihnen kavrama çabasının ne de eşyalardan tek tek bilgi edinme girişimlerinden herhangi birinin farkındadır. Bu olanlardan tamamen habersizdir."
"Önemli olan bir diğer bilgi de çocuğa lüzumsuz yere yapılan yardımlardır. Böyle yardımlar çocuk için tam bir engel teşkil eder. İyi anneler çocuğunun giyinmesine yardım eder, saçlarını tarar, onu yürüyüşe çıkarır ve ona yardım adına daha pek çok şey yapar. Hatta bazı anneler 'Çocuğumuz için yapabileceğimiz her şeyi yapmak bizim görevimiz değil mi? Ona ne kadar hizmet edersek o kadar iyi anne oluruz.' diye düşünür. Belirtmemiz gerekir ki, belli bir noktayı aşan her yardım, çocuğun gelişiminin önüne konulan bir engel halini alır."
"Çocukların gelişimini destekleyici bir şekilde yardım etmemiz gerekir, örseleyici bir şekilde değil."
"Kendi başına yapabilmesi için yardım ettiğinizde, çocuğun bağımsızlaşmasına yardım ediyorsunuz demektir."
"Nasıl ki karnı acıkmış bir çocuk asabi ve söz dinlemez olur, eyleme geçmek ve gelişmek isteyen, hem zihnini hem ruhunu beslemeye muhtaç bir çocuk da aynen böyle olacaktır. Karın açlığı vücudu besleyerek giderilir. Zihinsel açlık ise çocuğun zihninin ve ruhunun beslenmesi ile giderilebilir. Eklemek gerekirse, bir başkası sizin yerinize çorbanızı içse, vücudu gelişen siz olmazsınız."
"Çocuğa rehberlik ederken zorlayıcı yöntemleri artık bırakmamız gerekiyor. Aynı şekilde tatlı dille söylenmiş baskıcı yöntemleri de."
Nasıl bütün bu yazılanlar çok etkileyici değil mi?
Gerçekten müthiş bir kitap. Dili çok akıcı, okuması kolay üstelik.
Herkese üzerinde durarak okumasını tavsiye ediyorum.
Son düzenleme: